BOR
Bor, bitkiler tarafından borat ve borik asit formunda alınır. Bitkide transpirasyonla ksilem yoluyla taşınır. Bu sebepten dolayı yaprak uçlarında ve kenarlarında birikir. Bor alımı bor miktarına ve transpirasyon oranına bağlıdır. Borun transpirasyon akışına göre, bor noksanlığının öncelikle büyüme uçlarında görülebileceği ifade edilmektedir (Oertli,1962). Bor, çeşitli metabolik reaksiyonlarda gerekli olup, enzimlerin aktivitelerini artırmaktadır. Şekerlerin taşınımında görev yapar ve meyve depo organlarında şeker kapsamı borun varlığına bağlıdır.
Bor Noksanlığı Belirtileri
Yaşlı yapraklarda görülürler. Tütünde tepe hastalığı, şeker pancarında öz çürüklüğü, elmalarda mantarlarmış çekirdek evi, karnıbaharda kahverengi çürüklük, kerevizde çatlak gövde, turpta kahverengi öz, patetesin içinde kahverengi lekeler ve yoncada uç yaprakların sararması gibi bozukluklardır. Bor noksanlığına en duyarlı bitkiler şeker pancarı, hayvan pancarı, kereviz ve ıspanaktır. Karnabahar şalgam lahana brüksel lahanası havuç pırasa marul turp bitkileri de bor noksanlığına duyarlı bitkiler olarak bilinirler.
Bor noksanlığı öncelikle bitkilerin büyüme noktalarına zarar verdiği için bitkilerde büyüme yavaşlar. Yapraklar ve dallar kolay kırılan gevrek yapı halini alırlar. Noksanlığın çok şiddetli olması durumunda büyüme noktaları ölür ve büyüme tamamen durur. Çiçek ve meyve oluşumu engellenir. Yapraklar kıvrılır kalınlaşır koyu mavi bir renk halini alır.
Bor Fazlalığı
Bor elementinin beslenmede gerekli bir element olarak bilinmesinden önce toksik etkileri bilinmekteydi. Bu nedenle bitkide bor büyümesi için yeterli miktarın biraz üzerinde toksik etkisi ortaya çıkmaktadır. Toksisitesinde yaprak uçları sararır, nekrozlar oluşur ve yapraklar yanık bir görünüm alırlar. Bor toprakta iyonize olmamış bir halde bulunduğu için toprak kolloidlerine bağlanamaz ve kolayca yıkanarak alt katmanlara iner. Kurak bölge topraklarında ise üst katmanlarda toksik olabilecek düzeylere kadar yükselir.